© SineKulis 2018
Üç Renk Üçlemesi
Three Colors Blue
Polonya’lı yönetmen Krzysztof Kieślowski‘nin yaptığı 1993 tarihli filmlerdir. Modern Sinemasının Başyapıtları olarak adlandırılan bu Üçleme psikolojik çözümleme gibi görünse de yönetmenin eşsiz hayal gücüyle ve özgü müziklerle seyirciyi bambaşka yerlere götürüyor.
“Ama görüyorsunuz ki bende diğer kadınlar gibiyim. Terliyorum, öksürüyorum, çürüklerim var. Beni kesinlikle özlemeyeceksiniz…”
Filme ismini veren “mavi” rengi gerçeği simgeliyor. Aynı zamanda “özgürlük” kavramını da yansıtıyor. Karakterin hayatında ki her şeyin alt üst olmasıyla acıyı tüm gerçekliğiyle kabullenişi yaptığı işi aldığı eğitimlerin karşılığında film boyunca hep dik duruş sergilemesi akıllara şu sözü getiriyor ‘ Asiller üzüldüklerinde göz yaşı dökmezler’.
Gerçekle yüzleşmenin ardından kendini kaçışa yani özgürlüğe bırakan karakter her inkar noktasına geldiğinde maviyle gerçeğe dönüyor. Yönetmen, oyuncu ve bir müzisyen ruha anlam veren değerleri, ruhun anlam bulduğu renkte buluşturdular ve mavi ilkti.
Three Colors White
“Sizinle aynı dili konuşmuyorum diye mi bana savunma hakkı vermiyorsunuz? ”
Bu cümle duygusal ve ekonomik güçsüzlüğün aileye olan etkisinin sonucunda kendisini mahkemede savunmaya çalışan karakterin sözleridir. Beyaz ” Eşitlik” kavramının anlatıldığı serinin ikinci filmidir ve diğerlerine göre daha politiktir. Heyecanlandıran kısmı ise beyazın en sade şekilde anlatılarak keyifli bir şekilde akıp gitmesidir. Sevgi unsurunun da en naif şekilde anlatıldığı bu film zaman zaman yerini intikama bırakmış fakat serinin en ” insani” yapı olma özelliğini kaybetmemiştir.
Three Colors Red
Üçlemenin en son filmi olan Kırmızı insanları keşfetmeye başlayan genç kadını anlatır.
Film boyunca her ince ayrıntıda ve detayda kırmızı renkle karşılaşılır. Kırmızının insanları birbirine bir şekilde bağlayan sevgiyi simgelediği söylenebilir. Kırmızının tonları, mekanların atmosferi, karakterlerin uyumu ile yaşam kesişmeleri yönetmenin zekasını bir kez daha ortaya koyuyor.
Kırmızının ” Kardeşlik” olduğunu anlatan bu film de serinin bütün karakterlerine vurgu yapılarak bir sonuca bağlanılıyor ve seyircinin hayal dünyasına bırakılan sonlar tekrardan şekil alıyor. İzleyici son sahnelerde büyüleniyor.
Bana göre ; serinin en iyisi “Beyaz”dır.
Politik anlatım ilk defa klasik anlatımdan uzak tutulmuştur ve değişik şekillerde politik yaklaşım sahnelenmiştir.